Gazetelerde yazmaya başladığım 1988 yılından beri yazdıklarıma arada bir göz attığımda gördüğüm, çoğunlukla hep insanın aldırmazlık yansımalarını konu ettiğimdir.
Örneğin Uzunköprü’nün tarihi ve doğal zenginlik dokusunun betonlaştırma çılgınlığının kazma küreğiyle yok edilişini yazarken bıkıp usanmadan, insan aldırmazlığının yıkıcılığını işlemişim satır satır…
Örneğin yakın geçmişte Trakya’nın toprak zenginliğini akarsu zenginliğiyle besleyerek Saros körfezine akan Ergene ırmağının, altyapısız sanayileşme yıkıcılığıyla kanalizasyona dönüştürülmesinin arkasında, 12 Eylül 1980 darbesiyle ortaya çıkan insanın aldırmazlık gerçeği olduğunu yazmışım yıllarca…
Örneğin hayatının her anı değişim gerçeğine akla ziyan ayak direme örnekleri sergilemekle geçen insanlar ülkesinde, yaşanan her değişim süreci uygulayıcılarının elini devlet olanakları oluştururken, eldeki sopayı insanın aldırmazlık gerçeği oluşturduğunu yazmışım, yerelde ve genelde örnek bolluğumuzu işaret ederek…
1988 yılından bugünlere…
Hayatlarımızı cehenneme çeviren milyonlarca aldırmazlık örneği…
Yazılan binlerce sayfa, milyonlarca satır…
Aynı ülke, faklı insanlar, faklı aldırmazlık örnekleri…
Sergileyenler faklı, sonuçları hepimize…
Yıllardır yazıyorum, bu gidişle hep yazacağım da…
İnsanlığımızın kanayan kanatan hallerinden…
ALDIRMAZLIK ayıbını…
İnsanlığımdan utanarak.
(Nazmi METİN-15 Kasım 2016)