Ülkemizin Avrupa’ya sınır kenti Edirne’de insana saygılı belediyecilik hizmetinin çağdaş örneklerini görerek yaşamak giderek hayal oluyor…
Hayal oluyor çünkü…
Kentin yeni oluşan yerleşim alanlarından kent merkezine, ulaşım hizmetinden yaralanarak gidebilmeniz için, “Ekmek parası” söylemini halka saygısızlık keyfiyetine dönüştürmüş bir kent içi toplu ulaşım anlayışı sorunuyla…
Özel aracınızla gidebilmeniz için, ben merkezli haklılık anlayışı egemenliği ve ilgili kurumlar denetiminden uzak kuralsız şehir için trafik sorunuyla…
Yürüyerek gidebilmeniz için, -kaç dönemdir Sosyal Demokrat olduğunu iddia eden belediyecilik anlayışıyla yönetilmesine karşın-çağdaş kent düzenlemelerinden hiçbir zaman nasibini almamış yaya kaldırımı sorunuyla…
Her yağmur sırasında caddeleri ırmağa, sokakları dereye, olan az sayıdaki meydanı göller bölgesine dönüşen altyapısızlık gerçeği sorunuyla boğuşarak, kalan insanlığınızı da yitirmeye zorlanmayı göze alarak yaşamak zorundasınız. (Yazı ve Fotoğraflar: Nazmi METİN)